GenelGündem

Bakan Koca 24 Haziran’da artan vaka tablosu hakkında açıklama yaptı!

Türkiye’de bugün corona vaka sayısında yine ciddi oranda bir artma oldu! Son 10 gündür binin altına düşemeyen vaka sayısı, son 3 günün en yüksek seviyesine ulaştı. Corona test sayısı ile paralel gittiği görülen vaka sayısı, düne göre arttı!

24 Haziran 2020 corona vaka tablosu açıklandı. Artan test sayısına göre vaka sayısında da artma gözlenirken, yoğun bakımda yatan hasta sayısında da artma olduğu gözlendi. 24 Haziran corona vaka tablosu hakkında açıklama yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, vaka sayısında ki artışı, tedbirlerin esnetilmesine bağladı. Twitter hesabı üzerinden açıklama yapan Bakan Koca artan vaka sayıları ile ilgili olarak şu ifadeleri kullandı;

TEDBİRLERİN ESNETİLMESİ

‘’Vaka sayımızda bir dalgalanma var. Önceki günlere kıyasla test sayımız 10.000 fazla olsa da, sonuç hepimizi riskin büyümesine karşı uyarıyor. Artışın sebebi, yazla birlikte, tedbirlerin esnetilmesi. Bu yaz tedbir dışında ikinci bir seçeneğimiz yok. http://covid19.saglik.gov.tr’’

24 HAZİRAN VAKA TABLOSU

Vaka tablosuna bakıldığında iyileşen sayısının son 24 saat içerisinde corona tespit edilen hasta sayısının altında kaldığı görüldü. Bilim insanlarının dile getirdiği konu, endişe verici olarak anlatılırken, yoğun bakımda kalan hasta sayısında ki artış, önümüzde ki günlerde ölen sayısını arttırabileceği yönünde öngörülerini açıkladı.

Türkiye’de olduğu gibi tüm Dünya’da, artan vaka sayılarına rağmen normalleşme sürecine girilerek tedbirlerin azaltılması, sürü bağışıklıklarını gündeme taşıdı. Peki, sürü bağışıklığı ne demek? Neden sürü bağışıklığına gidilir? Konu hakkında açıklama yapan Kayseri Şehir Hastanesi Başhekimi ve Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik, şu açıklamaları yaptı;

TÜRKİYE NÜFUSUNUN YÜZDE 50-70’İ ENFEKTE OLURSA…

Kitle bağışıklığında Türk toplumunun en yüzde 50 ila 70’i enfekte olursa bu virüs ortadan kalkmış olur. Ama bunun maliyeti çok fazla. Türkiye’de 83 milyon enfekte olduğu zaman belki en az 3-5 milyon kişinin vefat etmesi anlamına gelecektir. Bu çok acı bir bedel olur. Bizim bütün çabalarımız bu acı bedelleri ödemeyelim diye uğraşıyoruz.

Yaşayan hastalarda kalıcı bedellerin olduğunu görmekteyiz. Çok sevdiklerimizin bu dünyadan göçüp gitmesine kimsenin gönlü razı olmaz. Sayıdan çok bizim bu insanlarımıza bir birey olarak düşünmemiz gerekir. Her birey bir can, bir değer, bir anne, bir baba bunları öyle görmek lazım.Rakamlara bakarak hastanın ciddiyetini yorumlamak çok doğru değil. Her vefat eden kişi birisinin büyük bir kaybıdır.

AŞI İÇİN VAKİT VAR

Aşı çalışmaları için henüz vakit var. İnsan ve hayvan deneyleri yapıldı bir kısmında. İnsan deneyleri aşamasına geldik özellikle. Aşının koruyucu etkisinin görülmesi gerekiyor bu insanlarda ve daha önemlisi bu aşıların yan etkisinin olmadığını göstermesi lazım.

Eğer aşı ile insana daha fazla zarar vereceksek bunu yapmanın bir anlamı yok. Henüz etkili bir antiviral ajan bulunmuş değil. Bu ilaç virüsü öldürüyor, insanı iyileştiriyor diyebileceğimiz bir ilaç yok. Bu konuda çalışmalar devam ediyor. Sabretmemiz gerekiyor. Bu salgının ne kadar devam edeceği bilinmiyor ama çeşitli örneklemeler var. 2025 yılını dahi telaffuz edilen örnekler var ama biz o kadar süreceğini sanmıyoruz. En az 1 seneden fazla süreceği tahmin edilebilir” dedi.

ETKİSİ SICAKTA DAHA AZ

İlhami Çelik, virüs dışarıda yaşayamadığı için yaz aylarında daha az görülebileceğini söyleyerek, sözlerine şöyle devam etti:
“Akciğerlerin fibrozis dediğimiz yani kemikleşme şeklinde oluşan hastalarımız oldu. Bu da ileriki hayatlarında nefes alırken daha çok zorlanacağı anlamına geliyor. Akciğerin yapısı bozulmuş olacak. Akciğerin normal dokusu bozulduğu zaman çok daha fazla efor sarf etmemize, hastalarımızın kronik bronşit gibi astım gibi yapısal akciğer bozukluğunun olduğu durumlar gibi sıkıntılı durumlar yaşayacak demektir.

Bundan korunmanın en iyi yolu bulaşmayı engellemektir. Bu sıcakta etkisi bence daha az. Çünkü daha çok semptomsuz belirtiler gösteren hastalarımız var bu aşamada. Sıcağın olması insan vücudundaki virüsün öleceği anlamına gelmiyor. Bu virüsün ortadan kaybolması için insanlarda kuluçka süresini tamamlayıp iyileşmesi gerekiyor ki ve başkasına bulaştırmadan ancak yaz ayının getirdiği en önemli fayda şu, bu sayılar kış ayında olsaydı çok daha fazla olacaktı.

Yaz ayında olmamızdan dolayı, dışarıda uzun süre yaşayamamasından dolayı daha az oluyor. Ciddi hastalık seyrediyor bazı hastalarımızda. İnsanlar yaz ayında ani sıcaklık değişikliklerine daha az maruz kalırlar. İnsan daha dirençlidir yaz ayında. İnsanlar kolay kolay zatürre olmazlar. Bulaşma oranı eğer kış ayında olsaydık ve böyle davransaydık çok daha fazla olacaktı. Bunu da akılda tutmakta fayda var.”
 

İlgili Makaleler