İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Meclis kürsüsünde ilk defa açıkladı!
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Meclis kürsüsünde HDP’ye sert sözlerle yüklendi. İlk defa burada açıklıyorum diyerek bazı konular hakkında detaylar verdi; İşte o çarpıcı açıklamaları…
Söz istememin sebebi sadece sataşmayla alakalıdır ama eğer Sayın Başkan müsaade ederse, milletvekillerimiz de eğer bu konuda bir hassasiyet gösterirse Meclisin de günlerden beri dinlediği hem Van Çatak olayını hem de bu Kemal Kurkut olayını birkaç dakika içerisinde size ifade etmek isterim.
Bir, 2015 yılında Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda DEAŞ teröristleri olduğunu bildiğimiz teröristler HDP’nin mitingine saldırmışlar ve 4 kişi hayatını kaybetmiş, onlarca kişi de yaralanmıştır; bunların içerisinde güvenlik görevlilerimiz de var. Ardından, 2017’de tekrar bir Nevruz oldu. Yine, 2015’te Gar patlaması oldu; yine Gar patlamasında onlarca insan hayatını kaybetti, onlarca vatandaşımız hayatını kaybetti.
21 Mart 2017 tarihinde yine Diyarbakır’da bir Nevruz kutlamasında polisin güvenlik çemberinden üstü çıplak bir vaziyette, elinde şuradaki bıçakla -yani şöyle şu kadar bir bıçakla- atlayarak kalabalığa doğru koşan Kemal Kurkut’a polis “Dur.” diyor. “Ben kendimi patlatacağım.” Bize gelen ifade bu.
Bir önceki olay da güvenlik güçlerimizin bu konuda tedbir almasını gerektirdiğinden dolayı onu “Dur.” ihtarından sonra durmadığı için, kalabalığa ve topluluğa herhangi bir zarar verebileceğini düşünerek etkisiz hâle getiriyorlar, sonra da hastanede hayatını kaybediyor. Peki, siz kendi sözlerinizi hatırlayacaksınız. 2015’deki olayda hem Nevruz’da Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda hem de Gar patlamasında “Bunun katili devlettir, devlet bu işi engellemedi.” diyenler bugün de Kemal Kurkut’un orada topluluğun üzerine bıçakla…
Pantolonunun altında ne var bilmiyoruz, sadece şunu anlatayım: Bakın, dün biz Viranşehir ve Mardin sınırında, kökenini DEAŞ’lı bildiğimiz ama PYD ve PKK tarafından satın alınarak ve etrafındaki ailesi rehin alınarak… Sınırımızdan sokulup 1,5 kilo patlayıcıyı pantolonunun içerisine saklayan bir teröristi etkisiz hâle getirdik. Yani sırtı çıplak diye pantolonunda kimsenin herhangi bir bombayla… Orada devlet, HDP mitingini korumak için, orada bir provokasyona müsaade etmemek için gerekli tedbiri aldı, bu tedbiri defalarca alırız, bizim görevimiz budur.
İkincisi, Van Çatak olayı. Bakınız, bunu anlattım size, sesinizi çıkarmadınız. Bana dediniz ki: “Şu ana kadar niye söylemediniz?” Ben de size dedim ki: Hastaydım, kusura bakmayın, bütün meseleyi benim kendim anlatmam gerekirdi, anlattım. Ne söylerseniz söyleyin, size söylemiyorum zaten. Yalanlarınızla birlikte ikna etmeye çalışacağınız samimi Kürt vatandaşlarımıza bunu anlatıyorum.
Biz 11 Eylülde bir operasyon yaptık. 11 Eylüldeki operasyonda 3 vatan evladımız şehit oldu. Bunlardan biri Yüzbaşı Mahmut, biri Uzman Çavuş Sezer, biri de Yusuf Uyar. Peki niye şehit oldu bunlar, neden? Çünkü, 11 Eylülde, şurası Osman Şiban’ın evi, Allah’tan insansız hava aracı var, bütün operasyon insansız hava aracıyla beraber kayıt altında. Bütün kayıtları da bende, isteyene veririm ve gösteririm, Osman Şiban’ın evi burada ve Osman Şiban’ın evine 2-3 kişi geliyor 21.00 sıralarında ve insansız hava aracıyla takip ediliyor.
Osman Şiban’ın evine 3 terörist giriyor. Bunlardan biri Apo’nun, Murat Karayılan’ın, Murat Kalkan’ın en yakın arkadaşı kırmızı listedeki Vahdettin Karay. Osman Şiban’ın evinden çıkıyorlar, Osman Şiban’ın evinden çıktıktan sonra -şimdi söyleyeceğim- şu hareketlilikle beraber doğru mağaraya gidiyorlar. Sonra biz Türk Hava Kuvvetlerinden uçakları istiyoruz, F16’ları, ve F16’larla beraber şu kayalıkların içerisinde bu teröristleri -3 terörist, 1’i kırmızı listede- etkisiz hâle getiriyoruz. Bu kayalıklarda bu 3 teröristten 1’i ölmüyor.
Kahraman Yüzbaşı Mahmut kayalığın içine giriyor 2 arkadaşıyla beraber, 3 kişiyi etkisiz hâle getiriyor.