EkonomiÖnemli Başlıklar

Türkiye Varlık Fonunun finansal faaliyetleri hakkında araştırma önergesi

İYİ Parti Grubu adına Grup Başkanvekili Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Türkiye Varlık Fonunun finansal faaliyetlerinin kamu yararının gözetilmesi için incelenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önerge sundu. Önergede şu gerekçelere yer verildi;

BORSA İSTANBUL’UN YÜZDE 10’LUK HİSSESİNİN KATAR YATIRIM OTORİTESİ’NE SATILMASI

26 Kasım 2020 tarihinde, Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite 6. Toplantısının ardından Türkiye Varlık Fonu bünyesinde bulunan Borsa İstanbul’un yüzde 10’luk hissesi, Katar Yatırım Otoritesi’ne satılmıştır. Türkiye Varlık Fonu 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’na tabi olmadığından Borsa İstanbul’un yüzde 10’luk hissesinin Katara hangi şartlar altında ve hangi kriterlere göre satıldığı bilinmemektedir.

Tüm varlıkları devlete ait şirket, banka, gayrimenkul ve sermayeden oluşmasına ve yönetim kurulu başkanlığım Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yürütmesine rağmen Türkiye Varlık Fonu bir kamu kuruluşu statüsüne haiz değildir ve Sayıştay denetimlerine tabi değildir. Borsa İstanbul’un yüzde 10’luk hisse satışı göstermektedir ki şeffaflıktan ve denetimden uzak Türkiye Varlık Fonunun finansal faaliyetlerinin kamu yararını gözetmek amacıyla incelenmesi gerekmektedir. Bu sebeple Anayasa’nın 98 inci ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını saygılarımla arz ederim.

GEREKÇE

Ulusal Varlık Fonları, çeşitli fînansal varlıklara yatırım yaparak gelirini artırmayı hedefleyen devlet sahipliği ve yönetimi altında çalışan fonlardır. Dolayısıyla, bir varlık fonunun kurulabilmesi için öncelikle devlet elinde oluşmuş bir bütçe fazlası ve kamu tasarrufu olması gerekmektedir. Türkiye Varlık Fonu ise herhangi bir emtiaya ya da gelir fazlalığına dayanmaksızın 26 Ağustos 2016 tarihinde Başbakanlık kurumuna bağlı bazı şirketleri yönetmek amacıyla kurulmuştur. Tüm dünyada varlık fonları varlığını arttırarak gelecek nesillere servet bırakmayı hedeflerken, Türkiye Varlık Fonu kurulduğu günden itibaren bünyesindeki kamu kaynaklarım rehin göstererek dış borç arayışına girmiştir.

VARLIK FONU’NA AKTARILAN ŞİRKETLER

Halkbank, Ziraat Bankası, Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş (BOTAŞ), Türkiye Petrolleri (TPAO), Posta ve Telgraf Teşkilatı AŞ (PTT), Borsa İstanbul A.Ş ile TÜRKSAT Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme AŞ’nin (TÜRKSAT) Hâzineye ait hisselerin tamamı, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR) ile Borsa İstanbul A.Ş (BİST) gibi Türkiye’nin en değerli varlıkları 5 ve 6 Şubat 2017 tarihli Bakanlar Kurulu kararlan ile Türkiye Varlık Fonu’na aktarılmıştır. Başbakanlığa bağlı olarak kurulan Varlık Fonu, 10 Temmuz 2018 tarihinde yayımlanan 1 No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Cumhurbaşkanlığına bağlanan kurumlar arasında yer almıştır.

TÜRKİYE’YE NE GİBİ YARAR SAĞLAMIŞTIR?

26 Kasım 2020 tarihinde, Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite 6. Toplantısı’nın ardından Türkiye Varlık Fonu bünyesinde bulunan Borsa İstanbul’un yüzde 10’luk hissesi, Katar Yatırımın Otoritesi’ne satılmıştır. Türkiye Varlık Fonu 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’na tabi olmadığından Borsa İstanbul’un yüzde 10’luk hissesinin Katara hangi şartlar altında ve hangi kriterlere göre satıldığı bilinmemektedir. Tüm varlıkları devlete ait şirket, banka, gayrimenkul ve sermayeden oluşmasına ve yönetim kurulu başkanlığım Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yürütmesine rağmen Türkiye Varlık Fonu bir kamu kuruluşu statüsüne haiz değildir ve Sayıştay denetimlerine tabi değildir. Türkiye’nin en değerli varlıklarım bünyesinde toplayan ve Cumhurbaşkanlığına bağlı olan Türkiye Varlık Fonu, devlet idaresindeki hiçbir denge ve denetleme mekanizmasına tabi değildir. Borsa İstanbul’un yüzde 10’luk hisse satışı göstermektedir ki şeffaflıktan ve denetimden uzak Türkiye Varlık Fonunun finansal faaliyetleri kamu yararı gözetmek amacıyla incelenmeye muhtaçtır.

Resmi evrakı görüntülemek için BURAYA TIKLAYINIZ

 

İlgili Makaleler