EkonomiPolitika

Tekin Bingöl: İŞKUR ve TÜİK verilerine AKP’li kardeşlerim bile inanmıyor!

CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl şu açıklamaları yaptı;

İŞKUR VE TÜİK VERİLERİ

2021 bütçesi, rakamlarıyla hiçbir gerçeklik ifade etmiyor. Bunu niçin söylüyorum? Sarayın güdümünde olan bazı kurumların açıkladığı rakamlardan hareket ederek söylüyorum. Örneğin, İŞKUR; İŞKUR’un işsizlik rakamı hiç kimseye inandırıcı gelmiyor. Örneğin, TÜİK; TÜİK’in sadece enflasyon rakamlarına baktığımızda inanın en fanatik AKP’li kardeşlerim bile bu rakamlara inanmıyor. Çünkü bu rakamları pazar yalanlıyor, bu rakamları market yalanlıyor, bu rakamları konfeksiyon dükkânları yalanlıyor. Başka bir örnek, Sağlık Bakanlığı; işin başından beri açıkladıkları hiçbir rakam doğru değil. Kayıplarımızı bilmiyoruz, hasta sayımızı bilmiyoruz, böyle bir çaresizlik içerisinde vatandaşlarımız bu badireden kurtulmaya çalışıyorlar. Onun için bu ülkenin onurlu insanlarının alın terinin her damlasının yansıdığı bu bütçe halkın bütçesi değil.

BÜTÇENİN FİNANSMASI VERGİLERLE KARŞILANIYOR

Şimdi, bütçe 1,3 trilyona bağlanmış, güzel ama bu bütçenin finansmanının 1,1 trilyonu vergilerle karşılanıyor. Ne acıdır ki AKP’nin on dokuz yıldır hazırladığı bütçelerde olduğu gibi bu vergi gelirlerinin üçte 1’inden fazlası da benim emekçi kardeşlerimin alın terinden kesilen vergilerden karşılanıyor. İşte, böyle bir bütçe hazırlanıyor.

BÜTÇE AÇIĞI 300-400 MİLYAR TL’Yİ BULACAK!

Başka bir şey, bir bakalım, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminden önce neydi, sonra ne oldu? Önce bütçe açıklarına bakalım: Yıl 2017, bütçe açığı 48 milyarla kapanıyor. Yıl 2018, anlı şanlı Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi başlıyor, öngörülen bütçe açığı 66 milyar ama sonuçta 73 milyarla kapanıyor. Sonra 2019 yılına geliyoruz, öngörülen bütçe açığı 80 milyar, 123 milyarla kapanıyor. Yıl 2020, 139 milyar bütçe açığı öngörülüyor ama daha yılın dokuzuncu ayında 140 milyar; göreceğiz, bu yılın sonunda bütçe açığı en az 2 milyarı aşacak ve nihayet 2021… Görüşülen bütçede bir rekor var, AKP’nin bir rekoru var ve bu rekor tarihimizde ilk kez; 1,3 trilyonluk bütçenin 245 milyar açığıyla başlayan bir bütçe yani öngörülen bütçenin beşte 1’i bir açık söz konusu. Bununla kalacak mı? Mümkün değil. Yine 2021’in sonunda göreceğiz, yaşayarak göreceğiz ki bu açık 300-400 milyarları bulacak.

DIŞ ÜLKELERE YAPILAN YARDIMLAR

Sakın ha, sakın ha, bu açığı pandemiyle ilişkilendirmeyin. Niçin? E, biner lira yardım ettiniz, IBAN’la topladınız; e, kısa çalışma ödeneği ödediniz, işsizlik fonundan karşıladınız. Bütçeyle alakası yok ama bir şey yaptınız; güzel, yapalım, hayır hasenat işleri çok iyi. Mesela 156 ülkeye maske ve dezenfektan dağıttık, mesela Tunus’a 5 milyon dolar hibe ettik, mesela Somali’ye 3,5 milyon dolar hibe ettik. Sizi tanımlayan öyle güzel bir atasözü var ki: “Kendi himmete muhtaç dede, nerede kaldı vatandaşa himmet ede.” İşte, sizi bu tanımlıyor. Ya, benim 17 milyon yoksulum var, benim çöp konteynerinden ekmek toplayan vatandaşım var, benim işsizim var, benim çaresizim var; önce kendi kapımızın önünü süpürelim.

NUMAN KURTULMUŞ’UN SÖZLERİ

Şimdi, AKP iktidarı başlarken yoksullukla mücadele edecekti, güzel, müthiş bir şey. Bir hadis var ki yirmi dört saat unutmamanız gereken bir hadis: “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” Müthiş bir şey, müthiş bir hadis. Bu, sözüm ona mücahitken söylenen sözlerdi, sonra müteahhitlerle yol arkadaşlığı başladı, sonra da müsait olundu. Yanlış anlamayın, bu bir alıntı, bu benim değil, Sayın Numan Kurtulmuş’un sözü. Mücahit, müteahhit, müsait… Bir şey sorulacaksa, özellikle hesap sorulacaksa dönüp Sayın Kurtulmuş’a soracaksınız.

Başka bir şey; bu bütçede ne var? Mademki Cumhurbaşkanlığını bütçesini konuşuyoruz, Cumhurbaşkanlığının 4 milyar 39 milyon bütçesi var, Meclisin 1,9 milyar. E, olsun, burası Meclis; orası saltanatın sürdüğü saray, fazla olacak elbette. Bununla sınırlı mı? Değil. Bir başka bütçesi var Cumhurbaşkanlığının. Ne? O da Strateji ve Bütçe Başkanlığının içinde yedek ödeneğin de olduğu 10,1 milyar liralık bütçe.

KURUMLARA AYRILAN ÖDENEKLER

Üç: Millî Saraylar bütçesi var, 230 milyar. Dört, çok önemli: İletişim Daire Başkanlığının 422 milyon bütçesi var. Bitti mi, mümkün mü? Turpun büyüğü hibede. Hiç kimsenin sorgulayamayacağı örtülü ödenek var, ört ki ölem! Kime ne gidiyor belli değil; 6,6 milyar. Toplam 21,5 milyar Cumhurbaşkanlığının ödeneği var. Ya, şimdi, diyeceksiniz ki “Bu kadar değil.” Haklısınız çünkü bütçenin tamamını zaten tek adam kontrol ediyor, bununla sınırlı değil ki.  Cumhurbaşkanlığı bütçesine ayrılan 21,5 milyarın günlük harcaması 59 milyon. Garibanın 39 lira. Bakın, bu 59 milyon var ya, bir gündeki 59 milyon tam 25 bin asgari ücretlinin bir aylık maaşına denk düşüyor. İşte, saray, işte safahat, işte saltanat.

DERNEKLERE VE VAKIFLARA AKTARILAN PARALAR

Başka ne var? Şimdi, Sayıştay sayılmalı önemli. Sayıştayın üyelerini kim atıyor? Meclis. Ağırlıklı olarak nasıl atandığı biliyoruz hepimiz. Sayıştay on yıldır bıkmadan usanmadan bir uyarı yapıyor, diyor ki: “Ey saray, ey kurumlar ya, şu derneklere, vakıflara, birliklere yaptığınız para aktarılmasını açıklayın.” On yıldır, açıklamıyorlar, başta saray açıklamıyor; balık baştan kokar. Saray açıklamazsa… Tam 134 kurum ve belediye dernek ve vakıflara yaptıkları bağışları açıklamıyorlar. Ya, korkmayın açıklayın. TÜRGEV’e ne verdiniz, TÜGVA’ya ne verdiniz, Ensara ne verdiniz; açıklayın, şeffaf olun. Onun için bu bütçe şeffaf değil, eşitlikçi değil, paylaşımcı değil. Bu bütçenin başka bir özelliği var, o da şu: Şimdi Sayıştay takmıyor, saray takmıyor. Başka bir şey var; ya, ben Kızılayla ilgili CİMER’e bir soru yönelttim 2 kez, bana verilen cevabı söyleyeceğim, akıllara zarar. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı duysun, bu soruyu şimdi ben ona yönelteceğim.

CİMER

Sayıştayın yönelttiği soruyla birlikte 2 tane sorum var:

1) Birliklere, vakıflara, cemaatlere, derneklere aktardığınız paraları açıklayın.

2) Kızılay, hepimizin koruyup kollaması gereken bir kurum. Bu kurumda ne oldu biliyor musunuz?

Son bir yıldır tartışılıyor yolsuzluk, usulsüzlük. Ya diyorum ki: “Bu kurumu tartışmalı ortamdan çıkaralım.” Bunu CİMER’e yazıyorum, CİMER İçişleri Bakanlığına yazıyor, İçişleri Bakanlığı CİMER’e yazıyor. Son söz: “Bu soruların cevabı için Kızılayın internet sitesine bakın.” Ya, bizim aklımızla alay etmeyin. Biz Kızılayın internet sitesine bakmayı düşünemiyor muyuz? Siz kaçıyorsunuz. Ben bunu CİMER’e niye soruyorum? Çünkü Kızılayın onursal Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, onun için soruyorum. Onun için soruyorum ama cevap yok.

Bakın, bu bütçeden hayır gelmiyor, hiçbir işinizden hayır gelmiyor çünkü çok ah aldınız. Adalet arayanların ahını aldınız, hak arayanların ahını aldınız, intihar edenlerin ahını aldınız. O kadar çok ah aldınız ki heybenizde kıyamet kadar ah var, onun için yaptığınız işten de bu bütçelerden de hayır gelmiyor.

ADRESE TESLİM İHALE

Son söz; şimdi giderayak olağanüstü ihale… İhale yapmıyorsunuz da adrese teslim iş veriyorsunuz, fütursuzca davranıyorsunuz; hırçın ve gerginsiniz. Diyorsunuz ki: “Ne yaparsak yapalım, nasılsa gidiyoruz, bizden sonra tufan.” Sizden sonra tufan olmayacak çünkü bu yağma ve talan düzeni… Kurulacak olan halk iktidarıyla birlikte refaha kavuşacak ülke. Tıpkı Ankara’da, İstanbul’da, Adana’da, Mersin’de, Hatay’da, Aydın’da, Tekirdağ’da olduğu gibi her şey çok ama çok güzel olacak diyorum, sizlere saygılar sunuyorum.

İlgili Makaleler