Covid-19’un meslek hastalığı sayılması!

Muş Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, Covid-19’un meslek hastalığı sayılması ile ilgili açıklamalarda bulundu. Çalışma Bakanı’nın Covid-19’un meslek hastalığı olması konusunda ki sözlerini hatırlatan Gülüstan Kılıç Koçyiğit, şu açıklamaları yaptı;

Günlerdir buradan hem sağlık emekçilerinin sorunlarını hem de aslında toplumun pandemiyle baş başa bırakılmasının ve çaresiz bırakılmasının toplumda yarattığı travmaları, toplumda yarattığı yoksunluğu dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışıyoruz fakat bütün bu anlatımlarımızın karşısında gerçekten kulaklarını tıkayan, neredeyse duymazdan gelen, görmezden gelen bir yaklaşımın da AKP iktidarı tarafından yürütüldüğünü ifade etmemiz gerekiyor değerli arkadaşlar.

Covid-19’un Meslek Hastalığı Olması

Şimdi, bütçe görüşmelerinin hem Komisyon aşamasında hem diğer aşamalarında Sayın Sağlık Bakanı, Covid-19’un meslek hastalığı olması açısından olumlu baktıklarını, bu konuda kendileri açısından bir negatifliğin olmadığını ifade ettiler fakat Çalışma Bakanı, burada yaptığı açıklamayla Covid-19’un meslek hastalığı olması için özel bir düzenlemeye ihtiyaç olmadığını ifade etti, oysa ki durum öyle değil arkadaşlar. Şu ana kadar yaşamını yitiren sağlık çalışanları açısından sadece 2 hekimin -meslek hastalığı olması nedeniyle- yakınlarına aylık ödenek bağlanmış durumda, diğerleri açısından böyle bir şey yok, neden?

Çünkü SGK burada bir illiyet bağı aramıyor ve zaten Türkiye’de “meslek hastalığı” tanımı çok sorunlu değerli arkadaşlar, özellikle de sağlık çalışanları açısından “meslek hastalığı” tanımlamasının sorunlu olduğunu ifade etmemiz gerekiyor. O zaman Sayın Zehra Zümrüt Selçuk’un bu açıklamasını nasıl değerlendirebiliriz? Aslında yasal düzenleme yapmamak için, Covid-19’un meslek hastalığı olmasını sağlamamak için topu taca attığını, süreci oyalamayla, manipülasyonla kurtarmaya çalıştığını ifade edebiliriz.

Covid-19’a Yakalanan Sağlık Emekçilerin Oranı

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Doktor Tedros’un bir açıklaması var; dünyadaki sağlık emekçisi çalışanlarının oranı yüzde 3 değerli arkadaşlar yani dünya nüfusuna oranı yüzde 3 değerli arkadaşlar yani dünya nüfusuna oranı yüzde 3. Peki, bildirilen Covid-19 vakalarına oranı ne değerli arkadaşlar? Yüzde 14 yani düşünebiliyor musunuz, yüzde 14 oranında Covid-19 pandemisine yakalananlar sağlık emekçileri. Neden? Çünkü alandalar, çünkü bire bir bununla mücadele ediyorlar, insanları sağlıklarına ulaştırmaya çalışıyorlar.

Küresel düzeyde toplam vaka ne olmuş değerli arkadaşlar? Dün itibarıyla 73,2 milyon. Peki, toplam can kaybı? 1 milyon 627 bin. Bunlar korkunç rakamlar. Ülkemiz açısından da aynı şeyi ifade edebiliriz değerli arkadaşlar.

Dün 235 Kişi Öldü

Bakın, dün 32.102 vaka tespit edildi, toplam can kaybı 235; şu ana kadar geldiğimiz en yüksek sayı. Yani bir trafik kazası olduğunda, 10 kişi öldüğünde ya da bir yerde Soma gibi bir katliam olduğunda düşünün, ulusal yas ilan ettiğimiz, aslında herkesin kahrolduğu, günlerce “Ya, bu nasıl oldu?” diye didindiği, düşündüğü bir yerde günde ortalama 200 insan yaşamını yitiriyor ve biz hiçbir şey olmamış gibi hayata devam ediyoruz; 235 insan değerli arkadaşlar. Bu resmî veri, bir de bunun resmî olmayanlarını, bir de bunların kayıtlara girmeyenleri ifade ettiğimiz zaman aslında çok yüksek bir oran olduğunu söyleyebiliriz. O zaman burada gerçekten hepimizin artık bir alarm vermesi gerekmiyor mu? Gerçekten hepimizin şapkayı önüne koyup “Ya, bu ülke nereye gidiyor? Günde 200 insan, 220 insan niye bu hastalıktan ölüyor?” diye bir önlem almamız gerekmiyor mu? Gerekiyor. Peki, AKP ne yapıyor? Hafta sonu kısmi sokağa çıkma yasağıyla bu süreci yönetmeye çalışıyor, olmuyor değerli arkadaşlar.

Fiyasyon Çalışmaları Yetersiz

Bakın, filyasyon yetersiz olduğu için, kapanma koşulları yetersiz olduğu için, fabrikalarda, işliklerde, çalışma alanlarında yeterli önlem alınmadığı için insanlar sosyal, fiziksel mesafeyi koruyamadıkları için, insanlara insanca çalışma koşulları sağlayamadığımız için pandemi her gün gün geçtikçe yayılıyor değerli arkadaşlar.

Bakın, sadece sağlık çalışanları için söyleyeceğim, 14-15 Aralık tarihlerinde yaşamını yitirenler değerli arkadaşlar: Görüyorsunuz -hem hekimler var içerisinde hem diğer sağlık çalışanları- 11 kişi, 11 insan yaşamını yitirmiş ve biz hâlâ burada sıradan cümleler kurup, methiyeler dizip, şiirler okuyup hiçbir şey olmamış gibi yaşama devam ediyoruz. Bu kabul edilemez, kabul edilemez.

Türkiye Vaka Sayısında Dünya 2’inci Oldu

Değerli arkadaşlar -diğer bir durum- uzun süre Sağlık Bakanlığı vakalarda vaka-hasta ayrımına gitti, yanlış olduğunu ifade ettik, bütün hekim örgütleri, sağlık örgütleri ifade etti ama bugün itibarıyla bakın değerli arkadaşlar, biz dünyada vaka sayısında 2’nci, Avrupa’da ve Asya’da 1’inciyiz. Yani ABD önümüzde, ABD’den sonra biz 2’nciyiz. Bunu nüfusa oranladığınız zaman ne kadar yüksek olduğunu göreceksiniz ve buna bir an önce önlem alınması gerekiyor.

Yoğun Bakım Kapasitesi

Sayın Sağlık Bakanı burada açıklama yaptı, dedi ki: “Biz dünyadaki yoğun bakım yatak kapasitelerinde çok ilerideyiz.” Oran da verdi “Yaklaşık yüzde 40,3.” dedi. Evet, yoğun bakım yatak sayılarınız yeterli ya da daha doğrusu oransal olarak yüksek ama bugün siz yemekhanelere, depolara mekanik ventilatör koyup dönüp diyorsunuz ki: “Alın, ben size yoğun bakım yaptım.” Yani yoğun bakım kalite standartlarına uygun olmayan her yere yoğun bakım yaptınız, başına bir tane mekanik ventilatör koydunuz, oradaki izolasyon koşullarını, oradaki laminer akışı, hepa filtreleri, hiçbir koşulu sağlamadınız, sonra dediniz ki: “Alın size yoğun bakım.” Ya, böyle bir yoğun bakım olabilir mi değerli arkadaşlar? Bunların asgari standartları var ve bu asgari standartları sağlamadan kurulan her yoğun bakım faydadan çok zarar getirir. Bunu siz de biliyorsunuz, en azından içinizde sağlık emekçisi kökenli olanlar çok iyi biliyor.

Exit mobile version