Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Bir Müjde Daha Geldi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Grup Toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarında bir müjde verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin TBMM Grup Toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarında çeşitli müjde ler verdi.

Konu ile ilgili olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıklamalarında Millet Kütüphanesi hakkında müjde verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan konu hakkında yaptığı açıklamalarında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Millet Kütüphanesi’ni hizmete açılacağını ve ikramların sadece yarın değil tüm zamanlar için ücretsiz olacağını ifade etti. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarında Millet Kütüphanesinin 24 saat açık olacağını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarında sondaj hakkında da müjde verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarında “2 sondaj gemilerimiz ve 2 sismik araştırma gemimiz vardı, şimdi 3. Sondaj gemimizi de aldık bu 11.400 metre derinliğe kadar inebilen 6. Nesil bir ultra deniz sondaj gemisidir.” ifadelerine yer vererek Mart ayında ülkemize ulaşacak olan gemimizin geliştirme ve test işlemlerinin ardından bu yıl içinde sondaja başlayacağını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Müjde Niteliğinde Açıklama

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN AÇIKLAMALARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan müjde lerin ardından şu açıklamalarda bulundu:

Bu ülkede FETÖ meselesinin çok uzun ve derin sosyal, siyasi, kültürel kökleri olduğunu bilmeyen kimse yoktur. AK Parti’den önce olduğu gibi AK Parti döneminde de Türkiye bu süreci yaşamıştır.

Yapı diğer pek çok sivil toplum örgütü gibi, toplumun ve hukukun meşru kabul ettiği sınırlar içinde faaliyet yürütürken tehdit olarak görülmemiştir.

Bu ülkede FETÖ’yü terör örgütü olarak ilan edip ona savaş açan şahsım ve AK Parti’dir. Şunu da çok açık söyleyeyim bu süreçleri iyi bilen birisiyim ve FETÖ’nün bu ülkede anlaşamadığı görüşemediği tek lider vardır o da merhum Erbakan Hocamızdır.

Her gün birileri çıkıp FETÖ konusunda ahkam kesmeye çalışıyor, bu ülkede vesayet güçleri yıllarca FETÖ’ye yıllarca dokunmamışlardır aksine Allah diyen namaz diyen kitap diyen eşi başörtülü olan kim varsa onları tasfiye etmeye çalışmışlardır.

Bunlar FETÖ tehdidi ortaya çıktıktan ve mücadele başladıktan sonra birden karşımıza en büyük FETÖ savunucusu olarak çıkarak aslında ne kadar omurgasız olduklarını göstermişlerdir.

Bu kesimlerin PKK için de ülkemizi adeta savaş açmış her türlü iç ve dış odak için de aynı tutumu göstermeleri zihniyet bozukluğunun yapısal işaretidir. Bizim bu zırvalıklara cevap vermemizin tek nedeni ise milletimize olan saygımızdır.

Türkiye’nin her alanda tarihinin en büyük mücadelelerini verdiği şu dönemde milletin enerjisini dağıtmaya emeğini heba etmeye çalışılmasına izin vermeyeceğiz.

FETÖ’yü bir terör örgütü olarak tanımlar ve mücadeleyi başlatırken, karşımızdaki sorunun büyüklüğünü az çok biliyorduk. CHP’nin yıllarca zahirde bu gibi yapılara karşı gözüken çevrelerin bir anda karşımıza en büyük FETÖ destekçisi olarak çıkmışlardır.

Erbakan Hocamın bunlarla ilişkisi olmadığını az önce sizlere ifade ettim, liderler içerisinde sadece ilişkisi olmayan o idi, Demirel, Ecevit, Erdal İnönü’nün vardır ve irtibatları ileri derecededir.

Süreç 2010’da başladı, ilk zamanlar bu yapının oluşturduğu tehdidi kendi çevremize bile anlatmakta zorlandığımızı kabul ediyorum. Nazımızın geçtiği yerlerde bildiğimiz FETÖ’cüleri süratle tasfiye etmeye başladık, FETÖ’nün devletin kılcal damarlarına sızmasının tarihi eskidir ve müsebbibleri çoktur. Ama FETÖ ile gerçek bir mücadeleye tutuşanlar biziz. Güya bu konuda en hassas kurumlar olan ordunun, emniyet zaten örgüt tarafından işgal edilmişti.

Bu zamana kadar FETÖ’cülere dokunmayanlar bunlardı.

MGK’da biz bu meselenin üzerine gidene kadar alınan kararların hepsinin de gerisindeki gizli niyetin FETÖ ile mücadelenin değil FETÖ’yü koruma olduğunu görüyoruz.

Arkadaki gerçek oyunun ortaya çıkmaması için kurulan bu tezgahın yıllarca başarıyla yürütüldüğünü kabul etmemiz gerekiyor. Bu oyunun son perdesinin başrolü de Kemal Kılıçdaroğlu’na verilmiştir. 15 Temmuz gecesi FETÖ şahsımdan bakanlarıma kadar pek çok milletvekiline kadar herkesin peşine düşmüştür bir tek kişi FETÖ’nün özel ilgisine korumasına mazhar olmuştur o da Kemal Kılıçdaroğlu’dur.

Atatürk Havalimanı’nda FETÖ’cülerin tanklarıyla burun buruna gelen bir genel başkana tüm yollar bir anda açılmıştır.

Tankların arasından VİP nizamiyesinden geçen kim? Bay Kemal, Kılıçdaroğlu. Tabi burada ilginç olan bir şey daha var, haberim olsaydı diyor ben de beklerdim diyor, bütün milletin haberi oldu on binler havalimanında ama Bay Kemal duymadı. Ama o geldi Bakırköy’de belediye başkanının evinde olayları televizyondan izledi, kahvesini orada içti.

Sayın Kılıçdaroğlu, biz tankların karşısındaydık, biz F-16’ların altındaydık, milletimle beraber biz havalimanındaydık ama sen Bakırköy’de başkanının evinde kahve yudumluyordun. Şahsımı öldürmek için helikopterle, uçakla özel yetiştirilmiş timlerle arayanlar Marmaris’ten Atatürk Havalimanı’na kadar, Kemal Kılıçdaroğlu’na bu şefkati ne için gösterdiler.

Aradan nice zaman geçti, bu harekatın içerisinde olanlar hep yakalandı ve o SAT Komandoları hepsi yakalandı ama bir kısmı Yunanistan’a kaçtı, bana da adaya gitmemi tavsiye edenler oldu ben de o kardeşimize dedim ki “Ben bu topraklarda bu topraklarda öleceğim.”

Eğer 10-15 dakikalık bir gecikme olmuş olsaydı o zaman bunlar bizi oralarda vuracaklardı, ama biz o 10-15 dakika farkla helikopterimiz kalktı biz oradan İstanbul’a ulaştık, süreç bu. Ey Kılıçdaroğlu sen hala milleti aldatmakla meşgulsün.

Şayet 15 Temmuz darbesi başarılı olsaydı ertesi gün Kemal Kılıçdaroğlu milletin karşısına acaba hangi sıfatla çıkartılacaktı, darbe girişimini kurgu diyerek önemsizleştirmeye çalışan darbeciler için, böyle bir siyasetçinin örgütle hiçbir ilişkisi olmadığına nasıl inanabiliriz.

Kariyerini feda etmeyi göze alarak, örgütün çıkarlarını korumaya çalışan bu zatın her şey gibi siyasi duruşunun da yalan olması normaldir.

FETÖ tehdidi konusunda kurumlarımızı harekete geçirdikten sonra dahi bu yapının gerçek organizasyon şemasını çıkartmakta zorlandık, hatta bu şemayı hala tam olarak çıkartamadığımızı düşünüyorum. Bu örgütü organize eden akıl, en kritik ismin üzerinden bile en fazla birkaç kalem geriye gidebiliyorsunuz, bunun ucu Türkiye’de değil bunun ucu dışarıda.

Böyle bir yapının kendi kendine doğup gelişmediği açıktır. Bu örgütün CHP içinde güçlü olması bizi şaşırttı. Son dönemde tedavüle sürülen en önemli hadise de doğrudan milli iradenin milletvekillerinin meclisin hedef alınmasıdır, bu büyük bir tehlike, Kılıçdaroğlu ve CHP ile birlikte kimi eski askerlerin koç başlığını yaptığı bu oyun milli iradeyi kontrol almanın başka bir yoludur.

Kılıçdaroğlu ve avanesi milli iradeye saldırarak kendi namuslarını ayaklar altına almaktadır, yargının FETÖ’nün tasallutundan kurtarılabilmesi için verilen mücadeleyi tam tersi gibi göstermeye çalışan herkes hükmen FETÖ’cüdür. Yargı’da verilen mücadele olmasaydı, diğer saldırıları hukuk devleti içerisinde göğüsleyemezdik.

Biz FETÖ ile mücadeleyi başlattıktan sonra bırakınız geri adım atmayı her geçen gün çıtayı yükselttik.

Mücadelenin nispeten yavaş yürümesinin sebebi her işimizi hukuka uygun yapmamızdan kaynaklanmaktadır, bunların bir kısmı ABD’de bir kısmı Fransa’da bir kısmı Almanya’da her yere serpilmişler kendi ifadesiyle “Dünyanın 160 ülkesinde varız” diyor bunu FETÖ kendi söylüyor. Biz de ne yapıyoruz onları bu 160 ülkede kovalıyoruz. En son elhamdülillah Pakistan’ı da bunlardan temizledik.

Hala 15 Temmuz’u anlayamayan zihniyet bizzat bu işin bir parçasıdır.

Biz kimin ne dediğine bakmadan bu kervanı yürütecek ve FETÖ ile mücadeleyi sonuna kadar devam ettireceğiz. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteği ile bu dava ilelebet sürecektir.

GEZİ PARKI OLAYLARI

Dün yaşanan gelişmeler bize Gezi olaylarını bir kez daha hatırlattı, Taksim’deki Gezi parkında güya ağaç bahanesiyle başlayan olaylar kısa sürede büyüyerek devlete ve millete karşı sivil bir kalkışma halini almıştır.

Gezi olayları aslında tıpkı askeri darbeler, tıpkı terör örgütlerinin saldırıları, tıpkı FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimleri gibi devleti ve milleti hedef alan alçak bir saldırıdır. Bay Kemal bunu ‘aydınlık gençler’ diye vasıflandırıyor. Bunlar başta şahsı olmak üzere ‘aldatılmış gençler’dir.

Bu ülkede milyonlarca ağaç diken iktidara ağaç sökme yaftası yapıştıranlara ben sadece lanet okurum. Refüjlerden tutunuz yol kenarlarına varıncaya kadar elhamdülillah İstanbul’u biz yeşillendirdik, 12 tane ağaç bir yerden bir yere taşınacak, bunu PKK terör örgütünün oyuncağı durumunda olan bir kişi orada gelip yapacağı bir artistlik şovla orada bir süreç başlatılıyor. Bay Kemal çağrı yapıyor mı yapıyor. Yaklaşık 3 ay gibi bir süre sokaklarımızın işgal edildiği bu hadisenin en küçük masum bir tarafı yoktur.

Bunlar masum bir ayaklanma hadisesi değildir, bunlar ciddi anlamda perde arkasında Soros türü, bazı ülkeleri ayaklandırmak suretiyle oraları karıştıran tipler vardır, onun da Türkiye ayağı malum içerideydi onu da dün beraat ettirmeye kalktılar.

Tüm bu olaylarda 46 kamu binası, 44 ambulans kullanılamaz hale getirilmiştir. 326 işyeri 201 araç tahrip edilmiş yağmalanmıştır, 80 otobüs 85 otobüs durağı yakılmış yağmalanmıştır.

Gezi olaylarının Türkiye’ye doğrudan maliyeti doğrudan maliyeti 1.4 milyar dolardır.

İşsizliğin çift haneye çıkması da enflasyonun fırlaması da aynı dönemde gerçekleşmiştir.

Sevsinler senin aydınlık gençlerini, bunlar tamamiyle sayenizde aldatılmış gençlerdir. Siz değil misiniz bu ülkede yıllarca terörist olarak tescillenmiş kişilerin posterlerini Atatürk Kültür Merkezi’nin duvarlarına asan.

AKM’nin Taksim’e bakan cephesine siz asmadınız mı? Bu posterleri kimler astı, Bay Kemal işte senin takımın bunları yaptı. Bunları siz yaptınız, eğer sizin aydınlanmış gençleriniz bunlarsa yandık. Bizim aldatılmış gençlere ihtiyacımız yok bizim bu vatan için fedai can edecek gençlere ihtiyacımız var.

Olayları bitirmek için öne sürülen talepleri hatırlıyorsunuz değil mi? İstanbul Havalimanı dahil bütün büyük yatırımların durdurulmasını istediler. Yabancı medya bu olayları aylarca canlı yayınladı, tamamı yalan olan nice haber, Gezi olaylarını destekleyen medya organlarında fütursuzca dolanıma sokulmuştur.

Her kim bu olayları masum bir çevre hareketi olarak tanımlıyorsa gafildir ya da tahammüden bu ülkenin düşmanıdır.

15 Temmuz askeri darbe girişimi aynı saldırı silsilesinin aslında devamıydı hamdolsun bu saldırıyı da milletimizle birlikte boşa çıkarttık. Gezi’den Suriye’ye kadar uzanan bu saldırı zincirinin hedefi doğrudan Türkiye Cumhuriyeti’nin bütünlüğü, milletin kardeşliğidir.

Milletimiz müsterih olsun, ülkemizin her davası gibi bu meseleyi de son ana kadar takip edecek adaletin tecellisi için son nefesimize kadar mücadeleyi sürdüreceğiz.

SURİYE KONUSU AÇIKLAMASI

Harekat bölgelerimize yönelik tacizlere en sert şekilde cevap veriyoruz.

İdlib’te rejimin saldırganlığını sona erdirip Soçi muhtırası sınırlarına geri çekilmesi için artık son ikazlarımızı yapıyoruz. Şu ana kadar maalesef arzu ettiğimiz neticeye ulaşamadık, her ne kadar görüşmeler devam edecek olsa da masa bizim istediğimiz yerin çok uzağında olunduğu ortadadır.

Her operasyonda olduğu gibi bu konuda da ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ diyoruz.

Daha açık bir ifade ile, İdlib harekatı ‘bir an’ meselesidir. Özellikle İdlib’i bırakmayacağız, işte cumartesi günü Sayın Trump ile bu konuyu görüştük, onunla da bu tespitlerimizi paylaştık. Bu bölgedeki gelişmelerin ülkemize getireceği yükü göz göre göre omuzlamaya niyetimiz yok.

Aynı şekilde Libya’da bu ülkenin meşru hükümeti olan Trablus Hükümeti’nin yanında olmayı sürdürüyoruz. Uluslararası toplumun da dahil olduğu görüşmelerden adil bir anlaşma çıkmazsa ki şu anda Trablus’un yönetimi masadan çekilmiştir ki haklı bir karardır. Meşru Trablus yönetimini ülkenin tamamında hakimiyet kurması için destekleyeceğiz.

Akdeniz’de Libya ile yaptığımız anlaşmadan sonra ülkemiz lehine gelişmeler devam etmektedir. Avrupa Birliği durumdan vazife çıkarmanın peşindedir. Bu konuda sergilediğimiz kararlı duruş sayesinde Akdeniz’de ilan ettiğimiz statü Yunanistan başta olmak üzere yavaş yavaş kabul edilmeye başlanmıştır.

Sayın Trump ile 100 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşma hedefimizi ülkelerimiz arasındaki diğer sorunlardan ayrı tutmaya karar verdik.

EKONOMİK GELİŞMELERİN DETAYLARI

Hala ekonomi üzerinden bizi burmaya gayret eden densizler var, her şey çok açık net ortada bunlar acaba burada bir şey çıkarabilir miyiz gayreti içerisindeler.

Diğer alanlarda ne yaşarsa yaşayalım ekonominin dinamiklerini güçlü tutmaya hep özen gösterdik.

Bilindiği gibi 2018 Ağustos ayında tarihin en sinsi ekonomik saldırılarından birine maruz kaldık, bu saldırılar daha sonra farklı yol ve yöntemlerle devam etti. Aldığımız önlemlerle spekülatif kur saldırılarını bozduk.

Bizi kur, faiz, enflasyon şeytan üçgenine hapsederek teslim almaya çalışanları bir kez daha hüsrana uğrattık, bu tablo dünyanın önde gelen finans merkezleri başta olmak üzere herkesi olumlu yönde etkiledi.

Enflasyonu ve faizleri düşürme konusundaki kararlığımızı sürdürüyoruz. Merkez Bankası %24’e kadar çıkan politika faizini %11,25 seviyesine kadar indirdi bu Ağustos 2018’in bile gerisinde bir seviyedir. Bir dönem %40’ların telaffuz edildiği piyasa faizleri bugün %8-10 seviyesinde.

Önceki hafta yapılan kamu borçlanma ihalesinde son yıllardaki en düşük maliyetli ihraçlar gerçekleştirdi. Ocak ayında ekonomi güven endeksi ve reel kesim güven endeksi artarken büyümenin önemli göstergelerinden olan satın alma endeksi eşik olan 50’nin üzerine çıktı.

Tüm veriler 2019 yılının pozitif bir büyümeyle kapatacağımıza işaret ediyor, geçtiğimiz yılı uzun yıllar sonra cari fazla vererek kapattık.

Türkiye’nin yerle yeksan olacağını söyleyenlere ne güzel cevabı verdik.

İnşallah 2020’de hedefimiz olan %5’i de aşarak herkesi şaşırtacağız.

Bu çerçevede vatandaşlarımızın uzun zamandır şikayetçi olduğu bankaların aldığı ücret ve komisyonlarla ilgili adımlar atıldı, bankaların verdiği hizmet karşılığında aldıkları ücretlere düzenleme getirildi.

Hangi hizmet için ne kadar ödeme yapılacağı önceden belli olacak, vatandaşımız öğrenci olan evladına 300-500 lira harçlık gönderirken bankanın buna ortak çıkmasına engel olduk.

Ticari kredilerde de %10’lara varan erken ödeme komisyonlarını %1 ve %2’ye düşürdük.

Bu düzenlemenin ardından yaklaşık 30 milyar liralık bir tutar iş insanlarımızın ve vatandaşlarımızın cebinde kalacak.

EKONOMİDE YENİ MÜJDELER

Ekonomide yeni müjdeleri inşallah paylaşmayı kesintisiz bir şekilde sürdüreceğiz.

Türkiye’de bunca güzel iş olurken birileri sırf milletin moralini bozmak için, mesela ülkemizin saman ithal ettiği gibi bir yalanı utanmadan sıkılmadan söylemeye devam ediyor. Neymiş efendim Türkiye İsviçre’den saman ithal ediyormuş, tabi bunlar sapla samanı ayırt edemedikleri için önlerine konan kağıtlardaki bilgilerin ne anlama geldiğini de kavrayamıyorlar.

İsviçre’den 32 kilosu 6.500 liraya ithal edilen ürünün adı hububat kapçığıdır. Bu özel bitki, tarım zararlılarına karşı yetiştirilen bir böceğin beslenmesi için kullanılıyor. Kıyılarak getirildiği için samana benziyor, malum samanın kilosu 1 liradır. Hesap uzmanı olmaya gerek yok, hiç değilse fiyatından hareketle ithal edilen ürünün saman olmadığını anlar.

Bu tür çapsızlıklarını gördükçe, SSK’nın nasıl batırıldığını da çok daha iyi anlıyoruz, hepsinin belgesi elimde Bay Kemal. Orada kaça gelmiş hepsi ortada, ama orada saman yazmıyor.

Biz kurulduğumuz günden beri milletimizin karşısına sadece eserlerimizle, başarılarımızla çıktık şimdi de aynısını yapıyoruz. İstersen Pazar günü İzmir’deyiz orada bir açılış yapacağız, buradan davet edeyim gelebilirsin.

MİLLET KÜTÜPHANESİ HAKKINDA MÜJDE

Şimdi bir başka eser, yarın Allah nasip ederse Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Millet Kütüphanesi’ni hizmete açacağımızı sizlerle paylaşmak istiyorum. İkramlarımız sadece yarın için değil, her zaman ücretsiz olacak. 24 saat burası gençlerimizin çalışacak olanların hizmetine açıktır.

Ülkemize mimarisi yanında kitap ve hizmet zenginliği ile cumhuriyet döneminin en büyük kütüphanesini kazandırmanın memnuniyeti içerisindeyiz. 5 milyon ciltlik bir kütüphane, bunlar aynı zamanda elektronik ortamda kayda girecek.

ANTARKTİKA BİLİM HEYETİ

Antarktika’ya gerçekleştirdiğimiz 4. Bilim Seferi’ndeki heyetimiz yerlerine vardı. Hedefimiz orada aynı zamanda İngiltere ile ortak bir yer edinmek, sabit yerimiz de orada inşallah olacak. Gecen yıl kurduğumuz geçici bilim üssünü kalıcı üsse çevirme işini inşallah bu heyet tamamlayacak. Çalışmalarımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum

SONDAJ GEMİLERİ HAKKINDA MÜJDE

2 sondaj gemilerimiz ve 2 sismik araştırma gemimiz vardı, şimdi 3. Sondaj gemimizi de aldık bu 11.400 metre derinliğe kadar inebilen 6. Nesil bir ultra deniz sondaj gemisidir. Mart ayında ülkemize ulaşacak gemimizin, geliştirme ve test işlemlerinin ardından bu yıl içerisinde sondaja başlamasını planlıyoruz.

Son dakika gelişmeleri güncel, kamu haberleri ve personel alım ilanlarını mobil uygulamamız üzerinden anlık olarak haberdar edeceğiz. Mobil uygulamamızı ücretsiz indirmek için TIKLAYIN.

Kamuilanlari.com | ANKARA

Exit mobile version