Esnafın durumu mecliste tartışıldı!

Pandemi döneminde işyeri kapatıldığı için veya iş yapma sınırlılığı getirildiği için zor duruma giren esnafın durumu TBMM’de tartışıldı. Esnafın ekonomi durumunu dile getiren Batman Milletvekili Necdet İpekyüz, esnafa destek olarak faizle kredi verildiğini, kredi çeken esnafın şu anda işyerinin kapatıldığını, zaten zor durumda olan esnafın yığılan kredi borçları ile daha da kötü duruma getirdiğini dile getirdi. Bütçenin büyük bir kısmının faize gittiğini hatırlatan İpekyüz, kimi şirketlerin milyarlarca lira borcu silinirken, aldığı özel uçakların yakıtlarından ÖTV alınmazken, çiftçimizden neden ÖTV alınıyor? Dedi. Türkiye’de her alanda tekelleşmenin olduğunu iddia eden Batman Necdet İpekyüz, mecliste yaptığı konuşmasında şu ifadeleri kullandı;

ESNAFLARA VERİLEN DESTEKLER

Peki, esnaflar? Esnaflarla ilgili sadece borç erteliyorsunuz Sayın Bakan, borç öteliyorsunuz ve diyorsunuz ki: “Kredi veriyoruz.” Ya, kredi dediğiniz faizle veriliyor. Esnafa şimdi de bir yığın kısıtlama getirdiniz, sabah akşam çıkacak. Ya, bunun ev kirası, yanında çalışanı, geçimi, onunla uğraşanlar nasıl geçinecek; o derdiniz değil. Bundan vazgeçtik, Türkiye’de KOBİ’ler… “KOBİ, KOBİ” diyorsunuz, Türkiye’de istihdamın yüzde 75’i KOBİ’lerde, KOBİ’lerin hâli perişan, KOBİ’ler gittikçe rezalet bir sıkıntıyla karşı karşıya. Niçin? Dün biz Halkların Demokratik Partisi olarak borçlanmayla ilgili bir paket açıkladık ve dedik ki, Siz, artık Türkiye’de bir değer, büyüttüğünüz şeye hep büyük büyük, ‘mega’ diyorsunuz. Ya, Türkiye’yi borç batağına sürüklediniz. En büyüttüğünüz şey borçlardır. Vatandaş bunu nasıl ödüyor? İcra dosyaları büyüyor; KOBİ’de büyüyor, esnafta büyüyor, evde büyüyor. Borcu borçla… Ve bütçenin büyük çoğunluğu faize gidiyor ve borca gidiyor. Bu konuda ne yapılıyor? Hiçbir şey yok, esnafla ilgili bir açıklama yok ama yaptığınız şey şu: -2001,1994 krizlerinden beter- sürekli belli bir kesime destek çıkılıyor. Bunu biz Plan ve Bütçe Komisyonunda tartıştık.

JET UÇAKLARIN YAKITLARINDAN ÖTV ALINMIYOR

Arkadaşlar, bir şey paylaşacağım sizinle, basında da çok çıktı. Hep “yerli” deniliyor ya “millî” deniliyor ya, kamuda çeşitli ihalelere uluslararası alanda açık şirketler giriyor, bu ihaleyi bir taraftan öyle açıyorsunuz ama yerliyi desteklemek adına resmî harçtan, vergiden muaf tutabiliyorsunuz, istisna getirebiliyorsunuz. Gazetelere yansıdı, televizyonlara yansıdı. Kimi firma 9 milyara yakın ihale alıyor, 9 milyara yakın af getiriyorsunuz. Ve sizin bunu yaptığınız “yerli” dediğiniz firmalar ne yapıyor biliyor musunuz? 40 milyon dolara, 42 milyon dolara jet alıyor, İstanbul’dan direkt New York’a uçmak için. Peki, ne oluyor arkadaşlar, bu jetler uluslararası alanda uçarken nasıl oluyor, biliyor musunuz? Aldığı yakıttan ÖTV almıyorsunuz. Ya, çiftçiler mazot alacak, perişan, vatandaş alacak; böyle bir şey mi olur? Siz, Rekabet Kurumu olarak bunu yapmadığınız sürece, düzenlemediğiniz sürece biter. Hele, bu dünyanın geliştiği dönemde yerli, millî o firmaların çoğu yurt dışında çalışıyor. Sizin aslında esnafa, KOBİ’ye dönmeniz lazım; dönmediğiniz zaman bu iş biter.

TEKELLEŞME VAR

Bir diğer kurum, burada aslında Sevgili Erol Katırcıoğlu bu Rekabet Kurumu konusunda çok detaylı konuşacaktı, anlatacaktı, epey bir emeği var ama şunu ben söyleyeyim; sizin bu rekabet anlayışınız nedir, biliyor musunuz arkadaşlar? Bize ne söylüyorlar? Siz: “Tek adamı getirdik, tekçi yönetimi getirdik, tekçi düşüneceksiniz, biz sermayede de tekçiliği düşünüyoruz. Sadece 6, 7 firma tek olacak. Holding değil, tröst olacak. Tekel falan da değil, bunlar olacak; siz onlara bakacaksınız. Biz bunlarla her şeyi iyi biliyoruz, siz kötülüyorsunuz.” diyorsunuz. Rekabet Kurumu herhangi bir düzenleme yapmıyor, herhangi bir itiraz yapmıyor.

Arkadaşlar, Türkiye’de belli firmalar enerjide var, taahhütte var, medyada var. Kiminle dalga geçiyorsunuz ya! Ama yaptığınız bir şey var, o algıyı hep beraber yönetiyorsunuz ve “millîlik” diyorsunuz. Rekabet Kurumu uluslararası piyasada neye dönüşmüş? İnternetteki çeşitli araştırma motorları diyorlar ki: “Hukuksal olarak yapamadıklarını bir vergi salma metoduna dönüştürmüşler.” Rekabete itiraz ettiğiniz için bu düzenlemeyi yapıyoruz. Arkadaşlar, belki yönetmeliklere uygundur, belki hukuka uygundur; her hukuka uyan, her yönetmeliğe uyan meşru değildir, meşru olması için kamuoyunun vicdanında, aklında yer edinmesi lazım. Sizin yaptığınız birçok şey meşru değildir ve bunun bir an önce düzeltilmesi lazım düzeltilmediği sürece zaten durum ortada.

KOOPERATİFÇİLİK BİR MARKET ZİNCİRİ İLE YAPILMAZ

Arkadaşlar, vicdana uymayan başka bir işten daha söz edeceğim: Sayın Bakan, baktığınızda, Ticaret Bakanlığının sayfasını da açtığınızda ve birçok çalışma dışında kooperatifçiliğin öneminden söz ediyor ve hele hele kadın kooperatifçilik konusunda özel bir çalışma yürütüyor. Gerçi orada eleştirimiz şu: Kooperatifçilik, yerel yönetimlerle yapılır, sivil toplum örgütleriyle yapılır; bir market zinciriyle yapılmaz, bir market zincirinin logosuyla kooperatifçilik yapılmaz, onun afişisin trene asarak, otobüslere asarak olmaz. Destek alınabilir; o Bakanlığı değil, kamuyu destekleyebilir. Marketin ismini vermiyorum. Ama olmadan ekonomide de adalet olmaz.

Exit mobile version