Polis, Bekçi, Korucu ve Jandarma Açıklaması Geldi

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Gaziantep Milletvekili Sermet Atay 2020 yılı bütçe görüşmeleri sırasında söz alarak çeşitli açıklamalarda bulundu.

MHP’li Sermet Atay Türkiye Büyük Millet Meclisinde yaptığı açıklamalarında  jandarma, korucu, bekçi ve polisler hakkında değerlendirmelerde bulundu.

SERMET ATAY’IN AÇIKLAMALARI 

Konu ile ilgili olarak Sermet Atay açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, 2020 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi’nin İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı bütçeleri üzerine konuşma yapmak üzere Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle aziz Türk milletini, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İçişleri Bakanlığı devletimizin vatandaşa dokunan elidir. İçişleri Bakanlığı 5 bağlı kuruluş, 16 hizmet biriminde 556.278’i iç güvenlik personeli olmak üzere 598.109 personelle çok önemli görevleri yerine getirmektedir. Vekâlet savaşlarının yaşandığı coğrafyamızda, uygulanmak istenen kaos ortamında ülkemizi korumak ve uzak tutmak için gerekli tüm önlemler İçişleri Bakanlığımızca alınmaktadır. Bu doğrultuda, kara ve deniz sınırlarımızın güvenliği, kent güvenliği ve düzeni ile kırsal alan güvenliği için kapsamlı faaliyetler aralıksız ve artırılarak devam etmektedir. İçişleri Bakanlığının yeni yönetim anlayışı sunmuş olduğu hizmetlere ve projelere de yansımıştır. Tüm Türkiye’deki acil durumları tek merkezden izleyebilen GAMER, kadınların şiddete maruz kalma durumunda acil durum butonu işlevi gören KADER, personelin performans ve verimliliğinin takip edildiği İZDES ve PERTİS, Uyuşturucu İhbar ve Bildirim Yazılımı UYUMA, yatırımları güncel olarak takip imkânı sağlayan İLYAS, trafik farkındalığı oluşturmak amacıyla Kırmızı Düdük, yaya güvenliği için Öncelik Yayanın, vatandaşın talep ve sorunlarını etkin ve hızlı bir şekilde çözülebilmesi için kurulan Açık Kapı gibi uygulamalar vatandaşımızın hizmetine İçişleri Bakanlığımız tarafından sunulmuştur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kamu yönetimi alanında güncel tabirle kapsama alanı en geniş bakanlıklardan biri olan İçişleri Bakanlığı, beklentinin en çok hissedildiği bakanlıklar arasındadır. Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde 2019 yılı yeni personel alımlarıyla toplam personel sayısı 305.328 sayısına ulaşmıştır, bu personelin yüzde 90’ı üniversite mezunudur. Emniyet teşkilatına yeni alınan 21.310 çarşı ve mahalle bekçisiyle birlikte mal varlığına karşı işlenen suçlarda gözle görülür bir azalma meydana gelmiştir. 18.482 güvenlik korucusu çok iyi şartlarda emekli edilerek 25.118 yeni güvenlik korucusu işe alınmış, yaş ortalaması 42’den 32’ye düşürülmüştür.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Jandarma Genel Komutanlığında profesyonelleşme oranımız hızla yükselmektedir, bu sevindirici bir gelişmedir. 2019 yılında Jandarma Genel Komutanlığı profesyonel personel mevcudu bir önceki yıla göre yüzde 16 artırılarak personelin yüzde 82’si profesyonel hâle getirilmiştir. 2020 yılında profesyonelleşme oranının yüzde 83 olması hedeflenmektedir. Terörle mücadelede kararlı ve stratejik adımlar atılmaktadır. Cumhur İttifakı’nın sağladığı siyasi mutabakatın teröre karşı tavizsiz duruşun verdiği güçle, terörle mücadelede taktiksel ve önleyici faaliyetler hız kazanmıştır. Bu faaliyetlere dikkat edildiğinde, olay sonrası operasyon mantığından kesintisiz operasyon stratejisine geçilerek terörle her alanda topyekûn bir mücadele verildiği aşikârdır. Terör bitene kadar bitmeyecek topyekûn bir mücadeleye girmiştir. Dağda terörist kovalarken şehirde spor salonları ve okullar açan, fabrikada kendi silahlarımızı ve insansız hava aracımızı üreten ve her şeyden önemlisi, terörle baskılanmak istenen yerlerde, devleti bütün unsurlarıyla daha görünür hâle getiren bir hizmet anlayışı oluşturulmuş ve dolayısıyla hem terörle hem de terörizmle mücadele eden bir yapı meydana getirilmiştir. 15 Temmuz sonrasında terörle mücadelede kapasitemizin zayıflayacağı düşüncesine kapılarak fırsat kollayanlara karşı devletimiz, bütün bakanlıkları, alt kurumları ve güvenlik birimleriyle topyekûn kararlılıkla bir karşı duruş sergileyerek, terör örgütlerine Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki örneğine az rastlanan en etkili cevapları vermiş ve vermeye de devam edecektir. Verilen bu mücadeleyle terörü kaynağında yok etme metodu geliştirilmiş; savunma değil, sürekli taarruz hâlinde olunmuş, kesintisiz operasyonlarla terör örgütlerinin alan kazanmasına müsaade edilmemiştir.

Bu mücadelenin sonucu olarak PKK/PYD terör örgütü 1990’lı yıllardan bu yana en zayıf dönemini yaşamaktadır. Özellikle hendek, barikat, çukur eylemlerinden sonra kararlılıkla uygulanan terörü kaynağında yok etme, terör örgütlerinin faaliyet yürüttüğü her alanda etkisiz hâle getirilmesi konsepti, devletimiz ve milletimiz açısından somut sonuçları görülen başarı sürecini ortaya çıkarmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; PKK terör örgütünün eylem kapasitesi son iki yılda yarı yarıya düşürülmüştür. Son üç yılda yurt içindeki terörist mevcudu yüzde 79 oranında azalmıştır. Teröre karşı verilen tavizsiz ve kararlı mücadeleyle terör örgütüne yeni katılımlar âdeta bitme noktasına gelmiştir. PKK ile KCK terör örgütünün siyasi uzantılarının eylemlerini sözde tabana yayma, harekete geçirme, halk desteğini sağlama çabaları boşa çıkarılmış, siyasi uzantıları marifetiyle düzenlenen toplantı ve organizasyonlar destek bulamamıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; doğu ve güneydoğuda 24 belediye başkanı silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma gibi terör suçlarından haklarında devam eden adli ve idari yargılama süreçleri göz önünde bulundurularak, İçişleri Bakanlığınca, Anayasa’nın 127 ve Belediyeler Kanunu’nun 47’nci maddesine istinaden görevden uzaklaştırılmış, yerlerine Belediyeler Kanunu’nun 45 ve 46’ncı maddesi uyarınca belediye başkan vekili görevlendirilmesi yapılmıştır. Görevden uzaklaştırılan belediye başkanları hakkında terör suçları kapsamında toplamda 35 soruşturma ve 17 kovuşturma hâlen devam etmektedir. Toplumda bazı yanlış algı operasyonları yapılarak, belediyelerde görevden alma, kayyum atama hususunda yanlış bilgilendirme yapılmaktadır. Bu bağlamda, belediye başkanı seçilme ehliyeti ile seçildikten sonra işlediği suçlar anlamında ayrım iyi yapılmalı ve kayyum atamaları bu çerçevede ele alınmalıdır. Seçme ve seçilme ehliyeti, Mahalli İdareler ve Milletvekili Seçim Kanunlarıyla düzenlenmekte olup seçim sırasında hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı olmayan şahısların belediye başkanı olmasında hiçbir yasal engel yoktur. Ancak, başkan seçildikten sonra devam eden soruşturma veya yeni bir suç nedeniyle görevden alma yetkisi Anayasa’nın 127 ve Belediyeler Kanunu’nun 47’nci maddesi gereği İçişleri Bakanlığına verilmiş kanuni bir yetki olup bu açığa alma sırasında mahkûmiyet kararı kesinleşenler belediye başkanlığından düşürülecek, hakkında soruşturma yapılanların soruşturma sonucuna kadar geçici bir tedbir olarak görevden alınması sadece suçun sürekliliğinin engellenmesi ve soruşturmanın sağlıklı yapılabilmesi için alınmış bir tedbir kararıdır.

PKK ve PYD’yle devam eden bu mücadelenin yanında, kararlı bir şekilde yürütülen bir FETÖ’yle mücadele vardır. Bu mücadele kime giderse gitsin sonuna kadar devam ettirilmeli ve FETÖ’nün kökü kurutulmalıdır.

DHKP-C, MLKP gibi aşırı sol terör örgütleri kırsaldan tamamen silinmiştir. Şehirlerde yapılan operasyonlarla eylem planlamaları ve örgütsel çalışmalar büyük oranda engellenmiştir. Operasyonlar karşısında, örgüt, ciddi kadro kayıpları, örgütsel daralma ve gerileme yaşamıştır. DEAŞ terör örgütü, yapılan operasyonlar ve alınan tedbirler neticesinde 31 Aralık 2016’dan bu zamana kadar bir tek eylem dahi yapamamıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; uyuşturucu kullanımı ve ticareti ülkemiz için büyük bir problem teşkil etmektedir. Avrupa, doğudan batıya sevk edilen afyon ve türevlerinin kendi ülkelerini girmesini önlemek adına ülkemiz için yoğun bir şekilde iş birliği yapmaktadır fakat kendi coğrafyasında üretilen sentetik uyuşturucuların üretiminin durdurulması ve ülkemize transfer edilmesinin engellenmesi noktasında aynı iş birliğini göstermemektedirler.

Terörün önemli bir ayağı ve en büyük finans kaynağı olan uyuşturucuyla mücadele operasyonları da terör operasyonlarıyla eş zamanlı olarak devam etmektedir. Burada çok önemli bir hususu belirtmek gerekir ki sadece 2019 yılında dünyada uyuşturucu raporlarında yer alan verilere göre, 2017 yılında dünya genelinde yakalanan eroinin yüzde 17’si ülkemiz kolluk birimleri tarafından ele geçirilmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Jandarma Genel Komutanlığı, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçildikten sonra bir kuvvet komutanlığı olmaktan çıkarılmış “genel kolluk kuvveti” sıfatı kazanılmış olup bu geçiş sürecinde birtakım uyum yasaları Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kanunlaştırılmıştır. Ancak Jandarmamızın personel anlamında en büyük grubunu oluşturan uzman çavuşların sorunu yıllardır bir kanayan yara hâlini almış, her zaman ötelenmiş, her geçen gün daha da büyük çıkmaza girmektedir.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve Jandarmanın profesyonelleşmesi çalışmaları, uzman çavuşlarını Silahlı Kuvvetler ve Jandarma Genel Komutanlığında personelin bel kemiği hâline getirmiştir. Her operasyonda önde giden kahraman uzman çavuşlarımız, özlük hakları alınırken hep ötelenmiştir. Bir hak istendiğinde onların sözleşmeli olduğu önümüze getirilmiştir. Oysa Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz “Vatan savunmasının sözleşmesi olmaz.” düsturuyla hareket etmekteyiz. O yüzden, ülkemizin ve milletimizin savunulmasında kahramanca rol üstlenen uzman çavuşlarımızın öncelikle kadrosunun ve iş güvencesinin sağlanması, moral ve motivasyon açısından bir gerekliliktir. Uzman çavuşlar yıllarca çalıştıktan sonra sivil memur emeklisi değil, uzman çavuş emeklisi olmayı hak etmiştir. Uzman çavuşlar özlük haklarının iyileştirilmesini, sözleşme yerine kadro verilmesini, 3600 ek gösterge getirilmesini, yeni işe başlayan uzman çavuşlar ile yirmi yıllık uzman çavuşlar arasında kıdem farkı olması gerektiğini, çeşitli sebeplerle iş güvencesi olmadığı için her an işten atılma korkusuyla baskı altında tutulma durumunun ortadan kaldırılmasını istemektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ve Jandarmamızın bir silahlı mensubu olarak orduevlerinden faydalanmak uzman çavuşlarımızın en doğal hakkıdır. Eğer bu sosyal tesisler yeterli değilse uzman çavuşlara yönelik sosyal tesis inşa edilmesi bir gerekliliktir, bu saydıklarımız birer zarurettir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin en çok şehit veren zümresi bunları çoktan hak etmiştir. Asker için moral ve motivasyon her şeyden önemlidir. Uzman çavuşlarımız yurt dışında ve yurt içinde kendisine verilen görevleri başarılı bir şekilde ifa etmiştir. Umuyoruz ve istiyoruz ki bu kahramanlarla ilgili yasal düzenleme bir an önce Mecliste ele alınarak arzu ettikleri özlük haklarına kavuşacaklardır.

Jandarma Komutanlığımızın personeli olan astsubay ve uzman çavuşlar arasında kalan bir sınıf olan uzman jandarmalarımız, toplumda genelde uzman çavuşlarımızla karıştırılmaktadır. Jandarma Genel Komutanlığı artık uzman jandarma almamaktadır. Şu anda Jandarma teşkilatında sadece 17 bin civarında uzman jandarmamız kalmıştır. Jandarma Genel Komutanlığında subay ve astsubayların eğitimde geçen süreleri hizmette sayıldığı hâlde, bu hak uzman jandarmadan esirgenmiştir. Bu bir eşitsizlik ve adaletsizliktir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu eşitsizliğin giderilmesi için kanun teklifi verdik, önümüzdeki dönemde de bu teklifin takipçisi olacağız.

Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarının kolluk kuvveti olarak İçişleri Bakanlığına bağlanmasıyla aynı işi yapan aynı konumdaki Emniyet personeli ile Jandarma personel maaşları arasında bir eşitsizlik meydana gelmiştir. Şöyle ki: Bir il emniyet müdürü 9.352 lira maaş alırken aynı görevi ifa eden bir jandarma alay komutanı 12.302 lira ücret almaktadır. Bir emniyet müdürü emekli olduğunda 5.250 lira emekli maaşı alırken bir albay 6.882 lira almaktadır. Bu hiyerarşiyi sıraladığımız zaman ikinci sınıf emniyet müdürü ile yarbay aynı konuma denk gelmektedir. İkinci sınıf emniyet müdürü 7.500 lira civarında maaş alırken bir yarbay 10 bin lira civarında maaş almaktadır. İkinci sınıf emniyet müdürünün emekli maaşına aynı karşılaştırma yapıldığında aynı farklar karşımıza çıkmaktadır. 3.400 TL civarında emekli maaşı alan ikinci sınıf emniyet müdürünün maaşı aynı konumda olan yarbayın emekli maaşından 2 bin lira daha azdır. Bir polis memurunun ortalama 6.200 lira civarında maaş aldığını düşünürsek bu hiyerarşide ona denk gelen astsubay 8.300 TL civarında maaş almaktadır. Burada karşımıza neredeyse 2.100 liralık bir fark çıkmaktadır. Gerekli düzenlemelerin yapılarak bu farkın giderilmesi gerektiği kanaatindeyiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; açıkça görüldüğü üzere, aynı görevi ifa eden, aynı sorumluluğu alan kolluk personeli kıyaslandığında maaş ve özlük hakları bakımından eşitsizlik bulunmaktadır. Her ikisi de vatanımız ve milletimiz için özverili bir şekilde çalışmakta olan kolluk personelidir. Bu anlamda, her iki personel arasındaki maaş ve sosyal haklar yönünden eşitlik sağlanmalı, aynı düzeyde maaş bağlanmalı ve bu konuda gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

Sayın Bakanım, bir de uygulamada, alanda çok gördüğümüz jandarmamız ve polisimiz Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’yla hareket etmektedir. Yeni düzenlemeyle jandarmamız da bir kolluk sıfatı kazanmıştır. Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun “kolluk vazife ve salahiyet kanunu” olarak değiştirilmesinin olumlu olacağı düşüncesindeyiz. Evimizde ve köyümüzde daha güvenli oturuyor, sokakta daha huzurlu geziyorsak, canımız gibi malımız da daha güvendeyse bunu Jandarmamıza, polis teşkilatımıza borçlu olduğumuzun altını çizmek istiyorum. İçişleri Bakanlığımıza, Emniyet teşkilatımıza, Jandarma Komutanlığına güvenimiz tamdır. Kolluk güçlerimiz, bugün olduğu gibi gelecekte de üzerine düşen görev ve sorumlulukları, ülkemiz ve milletimizin çıkarlarını her şeyden üstün tutarak, vatandaşın memnuniyetini gözeterek yerine getirecektir. Bizler de ülkemizin güvenliğinin ve huzurunun teminatı olan kolluk kuvvetimizin yanında olmaya ve başarılarını alkışlamaya devam edeceğiz.

Bu vesileyle, 2020 yılı bütçesinin vatanımıza, milletimize, devletimize hayırlı olmasını diliyor, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına İçişleri Bakanlığımıza, kahraman kolluk güçlerimize minnettarlığımızı ve şükranlarımızı sunuyor, ülkemizin ve devletimizin güvenliği ve bölünmez bütünlüğü uğruna hayatını kaybeden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize acil şifa ve görevde olanlara üstün başarılar diliyoruz.

Exit mobile version