Van ilimizin ve Vanlıların sorunlarını meclis gündemine getiren İzmir Milletvekili Bedri Serter, Ankara Milletvekili Halil Oral, İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu ve Antalya Milletvekili Cavit Arı, yaşanan sıkıntılara değindi. Çok çarpıcı bilgiler veren milletvekilleri şu bilgilendirmelerde bulundular;
ATAMA BEKLEYEN BELEDİYE TAŞERON İŞÇİLERİ
BEDRİ SERTER (İzmir): Bugün Van’ın sesi olmak ve 2017’den beri atama bekleyen 306 belediye taşeron işçi kardeşimin sorununu dile getirmek için söz aldım. Formalite gereği yapıldığı söylenen birkaç mülakat sonrası başarısız gibi gösterilen işçi kardeşlerimiz, o dönem kayyum olan, şimdi de Trabzon Belediye Başkanı olan Vali tarafından kendilerine verilen kadro sözü yerine getirilmeyince haklarını adalette aramak maksadıyla dava açmışlardır. Van İdare Mahkemesi ve Erzurum İdare Mahkemesi tarafından da haklı bulunmuşlardır ama hâlen bugün kayyum vali yönetiminde olan Van Belediyesi şu pandemi şartlarında bile verdikleri sözleri yerine getirmeyerek 306 işçi kardeşimizi belediyenin önünde bekletmektedir. Bu konuda İçişleri Bakanlığını, kayyum belediye başkanını bu işi çözmeleri ve işçilerimizi işlerine kavuşturmaları için göreve davet ediyorum.
KAPIKÖY GÜMRÜK KAPISININ HALEN KAPALI OLMASI
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul): Van ilimizle ilgili olarak bu önergeyle amacımız, esas itibarıyla, Van’da giderek artan sorunları Meclis gündemine getirmek ve bir araştırma komisyonuyla konunun burada ele alınmasını sağlamaktır diyebilirim. Şimdi “Nedir Van’ı farklı kılan şey?” diye baktığımızda, vallahi, aklıma şöyle bir cümle geliyor: Van hakikaten hem ekonomik olarak hem yapısal olarak da çöküyor gibi geliyor bana. Yani ekonomik olarak baktığımızda, Van’da kiminle konuştuysam diyebilirim, kiminle konuştuysak gerçekten de ekonomik olarak çok zor durumda olduğunu söylüyor. İkinci olarak, belki de Van’ın şu andaki asıl problemi, Kapıköy Gümrük Kapısı’nın hâlen kapalı olması.
VİRÜS UÇAKLA DEĞİL OTOBÜSLE Mİ GELİYOR?
Gerçekten bunu esnafla, oradaki iş adamlarıyla konuştuğumuzda anlamakta zorlanıyorlar ve diyorlar ki: “Bunun sebebi -devlet öyle açıklıyormuş- pandemi. İran’dan gelen turistlerin engellenmesi gerekiyor çünkü pandemi, mutasyon vesaire bir şekilde bizim insanlarımıza da bulaşır.” diyerek bir gerekçe gösteriyorlar. Fakat değerli arkadaşlar, çok haklı olarak Vanlılar şunu diyorlar: “Peki, uçakla İstanbul’a giden İranlılar, uçakla Antalya’ya giden İranlılar virüs taşımıyor da otobüsle, kendi arabasıyla Van’a gelen İranlılar turistler nasıl oluyor da virüs taşıyor ki?” Dolayısıyla da gerçekten de açıklanması son derece zor bir mantığı var bu işin anladığım kadarıyla. Ve tabii ki Kapıköy Gümrük Kapısı’nın kapalı olmasının getirdiği inanılmaz bir yoksullaşma var Van’da.
İRANLI TURİSTLERİN GELMEMESİ
Bu, hakikaten çok dikkate değer bir gelişme gibi geliyor bana. Neden böyle? Bu tıpkı şeye benziyor, Türk ekonomisi biliyorsunuz, ithalata bağımlı bir ekonomidir. İthalat olmazsa Türk ekonomisi hareket edemez. Van da öyle bir hâle gelmiş ki değerli arkadaşlar, İranlı turist gelmedikçe Van’da hayat duruyor ve durmuştu gerçekten -ben bir grup arkadaşımla üç günlük bir ziyaret ettik- yani hayat durmuştu. Düşünün bütün oteller neredeyse kapalıydı. Hani, pandemi dolayı diyelim bütün esnaflar, dükkanlar kapalı fakat öyle bir hâle gelmiş ki Vanlılar gerçekten de Hükûmetin, kendilerini dikkate almadığını, buradaki talepleri dikkate almadığını ve dolayısıyla da bir tür ayrımcılık yaptığını söylüyorlar. Bakın, bu Kapıköy Sınır Kapısı’nın önemi çok açık olarak gözüküyor.
ZİRCİR MARKETLER MESELESİ
Bunun dışında o kadar çok sorun var ki bunlardan bir tanesi zincir marketler sorunu. Hani neredeyse her sokakta bir zincir market var. Değerli arkadaşlar, zincir marketler bizim geleneksel olarak esnafımızı yok ediyor, zorluyor ve dolayısıyla da bir şekilde regüle edilmeleri gerekirken tamamen -tırnak içinde- serbest piyasaya uygun serbestlikte her yere, neredeyse her sokağa bir zincir market kurulmuş durumda tabii, zincir marketler kuruldukça “Ne oluyor?” diye baktığımızda bütün küçük esnaf kepenkleri kapatmak zorunda kalıyor dolayısıyla da zincir marketler sorununun, Van’ı düşünürken, Van’ın ekonomisini düşünürken önemli bir öğe olduğunu unutmamak gerekiyor. Bunun dışında, hükûmetten, kredi faizlerinin düşürülmesi ve ötelenmesi gibi talepleri var.
KUZEY ANADOLU TREN HATTI
Önemli bir talep de, Kuzey Anadolu Tren Hattı’nın tamamlanmasını istiyorlar çünkü bu, bir tür ticari açılım sağlayacak Van’a ama bir türlü o da bitirilemiyor. Bunun dışında Van Gölü’nü koruma kanununun çıkarılmasını talep ediyorlar çünkü arkadaşlar, bildiğiniz gibi bu Van Gölü koruma kanunu çeşitli zamanlarda gündeme geliyor ama bir türlü de çıkmıyor fakat öte yandan Van Gölü’nün etrafındaki bütün kanalizasyonlar Van Gölü’ne akıyor dolayısıyla da göl küçülmeye başladı; demin “Van çöküyor.” derken esasında Van Gölü’nün de gerçekten küçülmekte olduğunu da ima eden bir şekilde söylemeye çalıştım.
VAN’DA DEVAM EDEN YASAKLAR
Bunların dışında Vanlılar kendi taleplerini ifade edebilmeleri için özgür bir ortama sahip değiller; tam bin beş yüz gün olmuş Van’da, Valilik, herhangi bir şekilde gösteri ve basın açıklaması yapma eylemlerini yasaklamış vaziyette dolayısıyla da Vanlılar yaşadıkları sıkıntıyı ancak oraya giden bizim gibi vekillerle kurdukları temas içinde anlatmak durumunda kalıyorlar. Değerli arkadaşlar, nedir bu anlamış değiliz, olağanüstü hâl mi var Van’da da insanlara bin beş yüz gündür konuşma imkânı verilmiyor? Bu da kabul edilmesi son derece zor bir durum diye düşünüyorum.
Öte yandan, arkadaşlar, Van’da VEDAŞ inanılmaz bir elektrik faturası üretiyor. Gerçekten, bu da baktığımızda Vanlıların çok canını yakın bir sonuç üretiyor.
VAN EKONOMİSİ
HALİL ORAL (Ankara): TÜİK’in kalkınma durumlarını tespit etmek üzere yaptığı gelir ve yaşam koşulları araştırmasına göre Van ilimiz -benim de memleketim olan- Bitlis, Hakkâri ve Muş illerimizle birlikte 2018 yılında hane halkı fert geliri en düşük şehirlerimiz olmuştur. 2019’da aynı araştırmaya göre bir üst sıraya yükselmişlerdir. Kısacası, bu bölge ülkemizde yoksulluğun, fukaralığın ve kalkınma problemlerinin kol gezdiği bir coğrafyadır.
Van için bu yoksulluk sarmalından çıkışın yolu ticaretten geçmektedir, Van’ın ticareten en önemli kapısı ise İran’a açılmaktadır. Kapıköy Sınır Kapısı mevcut iktidarın önemli projelerinden biridir, bu noktada hakkı teslim etmek gerekir. Ancak bugün bu sınır kapısı pandemi dolayısıyla 24 Mart 2020’den beri kapalıdır. Herhâlde ülkemizde Covid-19 virüsü sadece bu kapıdan girmektedir ki pek çok sınır kapımız açılmışken Kapıköy Sınır Kapısı’nın hâlen kapalı olması manidardır.
GÖÇMEN AKIMI
Dün Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı normalleşme adımları kapsamında gördük ki Van mavi renkle işaretlenmiş ve düşük riskin olduğu bir şehrimizdir. Madem Van maviyi görmüştür, Kapıköy Sınır Kapısı da artık ticareti görmelidir. İran’da mutasyonlu virüsün çoğalmış olması ve halk sağlığı tabii geçerli bir sebeptir ancak mutasyonlu virüs sadece İran’da mı vardır? Kontrollü bir şekilde geçiş kısıtlamaları ve karantina süreçleri sert bir şekilde uygulanarak bu kapıdaki ticaretin bir an önce açılması şarttır. Vatandaşlarımız mağdurdur, bir an önce sınır kapısının açılması müjdesini beklemektedirler. Ülkemizde yeterli ekonomik destek verilmediği için mecburen normalleşme başlamıştır. Van için de normalleşme ve ekonomik toparlanmanın yolu Kapıköy Sınır Kapısı’ndan geçmektedir.
Van’ı geçiş yolu olarak kullanan bir kaçak göçmen akını vardır. Bu akının bir istasyonu İran’dır, diğer durağı ise Tatvan ve Van’dır. Bu akın tam olarak engellenemezken sınır kapısının kapalı kalması doğru değildir. İktidarın bu hususu etraflıca değerlendirip aklıselim bir çözüm üreteceğini düşünüyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
VAN’DA İŞSİZLİK ORANLARI
CAVİT ARI (Antalya): Van ilimiz, sahip olduğu tarihî ve kültürel zenginlikleriyle, gölüyle ülkemizin en önemli illerindendir. Nüfusunun 21,5’lik yaş ortalamasıyla Türkiye’nin en genç nüfusuna sahip olan ilimizde genç işsizlik oranı, maalesef, yüzde 40’lar seviyesine yükselmiştir. Yoğun işsizlik, bireysel yoksulluğu da getirmektedir.
VAN’DA TOKİ SATIŞLARI
Van ilimizin iktidar tarafından yıllardır çözülemeyen ya da çözülmeyen sorunları bulunduğunu hep birlikte görüyoruz. Bölgenin kalkınmasına insan odaklı bir kalkınma anlayışıyla hareket edilmesi gerektiği de ortadadır. Van’da 2011 yılında meydana gelen 2 büyük deprem sonrası TOKİ tarafından inşa edilen konutlar vatandaşlara maliyetinin çok üstünde satılmış. TOKİ’den ev sahibi olan yüzlerce vatandaş aidat, kömür parası ve faizini ödeyemediği için icralık olmuş durumda. Van’ın o dönemlerde afet bölgesi ilan edilmemesi bugün yaşanan tüm sorunların neredeyse sebebi olmuştur. On yıla yakın bir süredir Van’ın çevre yolu sorunu çözülememiştir. Kayyum da atanmış bulunan Vali aynı zamanda Belediye Başkanı olduğu hâlde bu sorun hâlâ çözülememiş bulunmakta. Aynı zamanda, otogarı olmayan bir büyükşehir belediyesi durumundadır Van.
VAN’DA MERA YASAĞI
Yine, AKP tarafından her seçim döneminde vadedilen bir stadyum dahi hâlen yapılamamış durumda. Van, AKP iktidarından önce doğunun hayvancılık merkezi olarak bilinen bir şehirdi, meraya dayalı büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık sayesinde bölge üreticisi düzenli bir gelire sahip olarak yaşamını sürdürmekteydi ancak mera yasağı nedeniyle birçok aile hayvanlarını satarak bölgeyi terk etmek zorunda kaldı. Bu da Van kırsalının boşalması anlamına geldi. Bölgedeki kurum ve kuruluşların tamamı mera yasağının kaldırılmasının bölgedeki ekonomiye ciddi katkısı olacağını ifade etmektedir.
Van ilimizin en önemli sorunu güven ve huzur ortamının sağlanmasıdır, bu sayede yatırımların önü açılacaktır. Ekonomik sorunların temelinde de plansızlık yatmaktadır. Bölgede hayvancılığı harekete geçirebilecek, karkas eti satabilecek ciddi pazarlar yoktur. Et ve Süt Kurumu herhangi bir varlık gösterememektedir. Örneğin, mühim çabalar sonucu kurulmuş olan Van Et Kombinası ancak yüzde 15 seviyelerinde çalışabilmektedir.