Zabıt Katibi Sınavında 94 Kelime Yazdı, Görevine Son Verilebilir Mi? Danıştay’dan Emsal Karar
Danıştay 12. Dairesi, zabıt katibi olarak görev yapan bir memurun, sınavda 94 kelime yazdığı halde sonradan görevden alınmasına yönelik kritik bir karara imza attı.

Yıllar sonra ortaya çıkan tartışmalı tutanak üzerine verilen karar, kamu personel alım süreçleri açısından emsal niteliği taşıyor.
Zabıt Katibinin Görevden Alınmasına Mahkemeden Fren
Adalet Bakanlığı sınavları kapsamında, zabıt katibi olabilmek için aranan “3 dakikada en az 90 kelimeyi yanlışsız yazma” şartını sağladığı belirtilerek ataması yapılan memurun, daha sonra bu şartı karşılamadığı ortaya çıktı. Bakanlık, memurun atamasını iptal ederek görevine son verdi. Ancak Danıştay, bu işleme onay vermedi ve görevden alma kararını hukuka aykırı buldu.
“Yanlışsız 90 Kelime” Şartı Sonradan Tartışmalı Hale Geldi
Zabıt katibi olarak görev yapan memurun sınav tutanağında “94 kelime doğru yazdığı” belirtilmişti. Fakat idare, yıllar sonra adayın aslında yeterli performansı göstermediğini ve bu nedenle görevinin sona erdirilmesi gerektiğini savundu. İlk derece mahkemesi, memurun yeterlilik koşullarını sağlamadığı gerekçesiyle görevden alınmasını onayladı. Ancak dosya Bölge İdare Mahkemesi’ne taşındı ve burada farklı bir değerlendirme yapıldı.
“Açık Hata Yok, Görevden Alma Hukuksuz”
Bölge İdare Mahkemesi, tutanağın kamu kurumu tarafından düzenlendiğini, memurun hilesi veya yanıltıcı bir eyleminin bulunmadığını belirterek, sınav sonucu geçerli sayıldıktan sonra göreve başlayan kişinin yıllar sonra görevden alınamayacağına hükmetti. Mahkeme, idarenin kendi düzenlediği tutanağa rağmen memurun görevine son vermesini “hukuka aykırı” buldu.
Danıştay Son Sözü Söyledi: Görevden Alma Kararı İptal
Danıştay 12. Dairesi, Bölge İdare Mahkemesi’nin kararını onaylayarak, zabıt katibinin görevden alınmasının hukuka aykırı olduğuna karar verdi. Kararda, memurun sınavda başarılı sayıldığı, idarenin bu sınav sonucunu esas alarak atamayı yaptığı ve aradan geçen uzun süre sonrasında görevden almanın hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı vurgulandı.
Danıştay ayrıca, davacının mahrum kaldığı mali hakların da faiziyle birlikte ödenmesine hükmetti. Karar, kamu görevlileri için “geriye dönük mağduriyet” yaratacak işlemlere karşı önemli bir emsal oldu. Özellikle kamu personeli alımlarında idarenin yaptığı işlemler ve belgeler sonrası oluşan hakların korunması gerektiği bir kez daha ortaya kondu.